Size herhangi bir şey satmak için kapınıza gelen bir satış
temsilcisine ne gözle bakarsınız? Ben bu durumla karşılaşınca, beynimde
otomatik olarak şahsı başımdan savma rutinleri devreye giriyor.
Birilerinin benim üstüme bu şekilde gelerek bana bir şey satması
imkansız. Bu inisiyatifin benden kaynaklanması lazım.
Yazılım sektöründe de durum anlaşılan farklı değil. Birileri biz
yazılımcılara devamlı bir takım, ne işe yaradıkları belirsiz
sertifikalar satmaya çalışıyor. Tek dertleri para kazanmak.
Kullandıkları ve insanları en çok etkileyen argümanları ise yazılım
kalitesini artırmak ve eleman yetiştirmek için çaba sarfediyor oluşları.
Yesinler! Ben bunu ispatlayan ne bir araştırma ne de bir rapor gördüm.
Bir gün içinde alınan sertifikalar var. Artık para basma makinasının sesi o kadar yükselmiş ki utanıp, sıkılıp, hadi
daha fazla dikkat çekmeden para basmaya devam edelim ama sertifikayı
vermeden önce çakma bir imtihanla sertifikanın alınmasını zormuş gibi
gösterelim diyenler ve bunu uygulayanlar var. Daha önce herkese
para karşılığında dağıttıkları sertifikaları şimdilerde dandik bir
imtihanla vermeye devam ediyorlar. Ne kadar büyük bir gelişme! Artık
yazılım sektörü bu sertifikalarla iş başına gelen yazımcıların meydana
getirdikleri yazılım kalitesinde boğulup gidecek. Bu sertifika
satıcıları bana cennetten tapu satanları hatırlatıyor. Bir gün içinde
sertifika almış ve karşıma geçip bana çevik süreçlerin nasıl işlediğini
anlatmaya çalışan birisini ben ciddiye almıyorum.
Peki yazılımcılar neden böyle şeylere aldanıp, zor kazandıkları
paralarını pencereden dışarı atıyorlar? Ha ben gidip bir günlük bir
eğitim almışım, akabinde bir test ile bana sertifika verilmiş, ha bu
adamlar benim kapıma gelmişler ve sertifikayı bana kapıda satmışlar.
İkisi de aynı şey değil mi? Neden bunlara aldanıyor insan?
Devir ne yazık ki göz boyama devri. İş görüşmelerinde sertifikasyona
gereğinden çok fazla önem veriliyor. İşveren eğer bu programcı A, B, C
sertifikalarına sahipse, iyi bir programcı olmalı diye düşünüyor. Ne
kadar yanlış! Bu sadece programcının bir yolunu bulup, sertifikayı
aldığını gösterir. Ne kadar iyi bir programcı olduğunu göstermez.
Çok gezen mi çok bilir, çok okuyan mı? Çok sertifika sahibi mi çok bilir, çok pratik yapan bir programcı mı?
Bir programcıyı iş başına getirme kriteri sahip olduğu sertifika
kolleksiyonun genişliği olmamalı. Bu sertifikalar programcının sahasında
ne kadar iyi olduğunun göstergesi olamaz. Bir programcının iyi olup
olmadığını anlamak için, onunla bir gün boyunca çalışıp, hangi
yeteneklere ve bilgi seviyesine sahip olduğunu anlamak zor değil. Buna
alternatif olarak işveren programcının eski çalışma arkadaşlarından
referans getirmesi isteyebilir. Eski patronundan referans demedim, eski
mesai arkadaşlarından dedim. Programcılar birbirlerini tanır, karşılıklı
yetenek, beceri ve bilgi seviyelerini tartabilirler. Hiçbir programcı,
iyi bir seviyede olmayan bir programcı için iyi bir programcı diyerek,
kendi itibarını zedelemek istemez. Bu yüzden programcının eski mesai
arkadaşları her zaman onun hakkında bilgi edinmek için kullanılabilecek
güvenli bir kaynaktır.
Bizim yazılımcı olarak bu sertifika sövüşlemesine gelmeden, kendimizi
yazılımcı olarak nasıl geliştirebiliriz sorusuna cevap aramamız
gerekir. Eğer programcı mutlaka bir sertifika sahibi olmak istiyorsa, o
sertifikayı edinsin. Ama kendisi için yapsın, etrafta A,B,C
sertifikalarım var diyerek, böbürlenmek için ya da daha kolay iş bulurum
düşüncesiyle değil.
Ambalajın güzelliğine aldanmayalım. Ambalajın içinden ne çıktığı
önemli. Sertifikaların çok büyük bir kısmı güzel ambalajdan başka bir
şey değil. Bunu Oracle Certified Master, Java EE Enterprise Architect
(SCEA 5) sertifikası sahibi olarak söylüyorum.
EOF (End Of Fun)
Özcan Acar
www.kurumsaljava.com
No comments:
Post a Comment